Mustinin Anilari
 

YAŞAMINDAN KESİTLER

TOP OF THE POPS MACERASI

-Ilk "Top Of The Pops" programina gittigim günü hiç unutmam mesela. Yerin 3 kat altinda bir odaya koydular beni. Cami yok ve son derece havasiz. Orada öylece bekliyorum sirami. Yukaridaki katlarda büyük sanatçilar hazirlaniyor; Christina Aquilera ve Crag David gibi.. Yanimda da oradaki asistanim Nicole vardi. O da beni böyle bir duruma soktuklari için bagirip çagiriyor, benim kim oldugumu bilmediklerini ifade ediyordu. Bende de is konusunda müthis bir hirs var. "Üzülme Nicole. Bak göreceksin. Bir dahaki gelisimizde bu programin yapimcisi bizi kapida karsilayacak" dedim.

Sonra yukari çiktim; yapimcinin adi da Stefan kendisiyle tanistim. Tesekkür ettim ve sonra Türkiye'ye davet ettim. "Aaa tabii bakariz" falan yapti. Bir hafta sonra telefon açip tekrar davet ettim. Sonra bir daha.. Ve geldi. Demek istedigim su; insan iliskileri çok önemli. Bir tek onu davet etmem degil elbette. Elini sikis biçimim, gözünün içine bakmam, ifade tarzim ve durusum da çok çok önemliydi. Davama inaniyordum çünkü.15 gün önce "Top of the Pops"a tekrar gittim. Stefan degil beni karsilamak, geliyorum diye yemek verdi. Mustafa Sandal deyince artik herkes "Aaaa" diyor.

KAYBETMEDEN KAZANMAK'KAZANMAK' DEĞİL...

 

İkinci albümümden sonra şaşırmıştım biraz. Listelere bakıyordum, birinci sırada 'Araba', ikinci sırada Ferda Anıl Yarkın için yazdığım 'Sonuna Kadar', üçüncü sırada Asya için yaptığım 'Beni Aldattın.' 26 yaşındasın ve bu başarıdan sonra 'Ben ne yaparsam olur' psikolojisine giriyorsun. 3 buçuk milyon satan 'Araba' albümünden sonra "Aya Benzer'i yaptım. Acele bir albümdü. 'Ben bunları yaptım siz de bunları dinleyeceksiniz' tavrı yemedi. İnsanların gözünde 'Mustafa Sandal bu kadar mı?' sorularını gördüm. Ve Allahıma şükür ki öyle bir şey yaşadım. Bir başarısızlık yaşamadan başarının değerini bilemezsin. Kaybetmeden kazanmak 'kazanmak' değil...

BEBEĞİMİ ÇALDILAR

Harbiyede adını bile merak etmediği bir hastanenin odasında 2 kilo 250 gr. ağırlığyla dünyaya gözlerini açtı Musti ...18 yaşında henüz anne olduğunun bilincine varamamış genç ve güzel bir kadının kollarında buldu kendini kendi değimiyle "bilgisayarı" doldurmaya başladı diğer bebeklerden hiçbir farkı yoktu yada annesi tülin ileri hatırlamıyor. "O zamanlar çok genç ve cahildim hamile olduğumu bile 6 ay sonra anldım 40 ını çıkardığımız günü hiç unutmuyorum mustiyi yatağın ortasına bırakmış ve odadan çıkmıştım tekrar odaya geldiğimde yatakta yoktu. "Bebeğimi çaldılar" diye bağırmaya başladım. Evimiz Harbiye- Beşiktaş dolmuşlarının tam önündeydi bütün şöförler koştular karakolu ayağa kaldırdık 2 saat sonra mustiyi yatağın altında uyurken bulduk meğer düşmüş ve orada uyumaya devam etmiş.

ANNE VE BABAMI BU ŞARKIDA BİRLEŞTİRDİM

Mustinin annesiyle babası çok küçükken boşanmışlar musti anne ve babasını yanyana bile hatırlamıyor anne ve babasına ayrı ayrı "oğlunuzun en çok hangi parçasını seviyorsunuz? " diye soru soruluyor ikiside GİDENLERDEN cevabını veriyorlar bu esnada musti çok hüzünleniyor ve "anne ve babamı bu şarkıda birleştirdim" diyor. (çok duygusal bir andı)....

BÖYLE ŞAKA MI OLUR?

Musti henüz 5-6 yaşlarındayken gazete satar kazandığı parayı mahallelerindeki dul bir kadına verirmiş

Musti uyuşturucu maddelerden nefret ediyor buna sebep olacak bir olay yaşamış amerikada öğrenciyken ev arkadaşları şaka olsun diye pizzasına uyuşturu koyuyorlar ve Musti pizzayı yedikten sonra sabaha kadar inanılmaz acılar cekiyor... Böyle şakamı olur?

KORKUTAN DANS

Günümüzde kendine has bir dans sitili olan sanatçılardan biride şüphesiz Mustafa Sandal. Musti küçüklük dönemlerindede dansa meraklı olup zamanın dans modalarını takip ederdi. Bir keresinde Musti brek dans ederken dedesi görmüş ve torununu o halde gören dedesi onu felç geçiriyor sanmış. dansa kendini kaptıran Musti dedesini farketmeyip dansa devam edince dedenin telaşı iyice artmış ve eşine :'hanım koş bizim toruna birşeyler oluyor' diye bağırmış. Bu durumu çok komik bulan Musti bu anıyı anlatırken kendini gülmekten alamıyor.

AŞK ANILARI

İlişkiler konusuna gelince Musti, insanların fikirlerinin değişebileceği konusunda ısrar ediyor. Yonca Dervişoğlu, Seren Serengil ve Zeynep Düvenci ile basına yansıyan ilişkilerinin ardındanbirröportajında; "Bugüne kadar elimden geldiği kadar iyi bir eş olmaya çalıştım. Son 6 aydır düşüncelerimde farklılıklar olmaya başladı. Artık kafamı kaldırıyorum. Aşk, sevgi yani duygu yorğunluklarını bir kilit vurup kafese kapatmamak gerektiğini düşünmeye başladım. Şu sıralar kendime ihtiyacım var."Özellikle Yonca Dervişoğlu ile yaşadıklarının çok özel olduğunu ve beraberliklerinin sihirli bir ilişki olduğunu dile getiriyor. Onu tekrar
görmek Musti'nin kalp ritmlerini hala hızlandırabilirmiş. İlişkilerini çıkmaza sokan sorunun kendisinden de kaynaklanabileceğini itiraf ediyor. Beraber olduğu insanın hayat tarzına yeterince konsantre olamaması, ilişkiye sorun olan nedenlerin en başında geliyor. Bu konuda bencil olduğunu da gizlemiyor.Hiçbir zaman kaçamakların, çapkınlıkların adamı olmadığı konusunda ısrar ediyor.Gerçek aşkı yakaladığında 19 yaşında olan Musti, Venezuellalı Gabriella'yı çok sevdi. Karşılıksız kalmayan bu sevgi bir gün bitmek zorunda kaldı. "Gidenler", "Bir Anda", "Beni Ağlatma", "Suç Bende", "Benim Aşka İnancım Kalmadı "hep Gabriellaiçin... Musti'nin aşk yaşadığı diğer yabancılar ise Detay klibinde oynayan İtalyan manken Roberta ve Yunan şarkıcı Natatalia. Natalia ile hala iletişimi devam ettiren sanatçı onunla Hatırla Beni ve Aşka Yürek gerek şarkılarında düet yaptıı ve o şarkılara klip çekildi.Şimdi onlar çok iyi 2 dostlar. Musti'nin ciddi bir şekilde aşk yaşadığı ve zaman zaman evlenmeyi de düşündüğü bir isim var. 0 da Tuba Ünsal. Ancak bu aşkta olumsuz neticelendi. Birlikte olduğu kadınların fırlama olması gerekiyor. Özellikle içindeki çocuğu korumuş olmalı.

BİR KOYDA 3 AY YALNIZ YAŞADIM

1997 yılıydı kız arkadaşımdan ayrılmıştım ve moralim çok bozuktu. Bir koyda üç aya yakın yaşadım, kimse bilmez mesela bunu. Yanımda sadece kitaplarım, filmlerim, laptopum, ufak bir klavyem ve müzik programım vardı. Martın 1 'inden Haziran ayına kadar bir koyda kendi kendime yaşadım. İnan bana hiç mutsuz olmadım. Orası bana ruhsal bir eğitim gibi geldi, hiç daralmadım, sıkılmadım. Benim evim de küçüktür ben şato gibi kocaman bir evde yaşamam. Büyük bir yerde yaşayayım diye bir klostorofobim yoktur.

 

ASKERLİK GÜNLERİ

Mustafa Sandal askerlikte yaşadıklarını şöyle anlatıyor: Kimisi bana şiir okudu, kimisi şarkı söyledi, kimisi kız arkadaşını anlattı. Kimisi bilmem kim sanatçıyı neden sevmediğini anlattı; kimisi bilmem kim sanatçıyı neden çok sevdiğini anlattı, kimisi köyünde çıkan ekmeği özlediğini söyledi. Olağan üstü güzel insanlar vardı. Hakikaten saflığını koruyan insanlar var, onlardan o kadar çok vardı ki: Değişik karakterler, hoş karakterler; Mesela ben Erler Gazinosu'na girince ister istemez bakıyorlardı. Ben de çok rahat bir şekilde, hadi çocuklar biz de langırt oynayalım diye aralarına giriyordum. İşin güzel tarafı; üçüncü dakikadan sonra ;Hop, Musti aabiii, kaleyi koru! demeye başlıyorlardı. Arada bir, iki kere eğitimden kaytardık, o da askerliğin bir parçası. Onu becerip yakalanmıyorsan, onun da keyfi müthiş. Hani kaytarıp da alem yapmıyorsun, 150 m. ilerdeki Erler Gazinosu'na gidip, çay içip poğaça yiyorsun. Kaytardığın da bu oluyor yani. Komutanlarla aramız iyiydi, kimseyi kırmadılar, ellerinden geldiğince adil davrandılar. En azından şunu diyorum, 18 aylık askerlikle mukayese edilmez diyorlar ama en azından askerliğin neye benzediğini, nasıl bir şey olduğunu olabildiğince yakından gördük. Ne gibi şeyler vardır, ne gibi şeyler yoktur, bunu yaşayıp döndük.

 

 

 

ALMANYADAKİ YÜKSELİŞİN ÖYKÜSÜ

Universal'la 7 albümlük sözlesme yaptik. 7 yili asan bir süre yani. Üçüncü senemdeyim simdi.. Çok zorlandim sebnem. Yurt disinda bir duvar var. "Ben geldim" deyince "Hos geldin, iyi ettin Musti. Biz de seni bekliyorduk" demiyorlar. Hayatini kolaylastirmiyorlar kisacasi. Adamlarin zaten bir yarasi var. Türkiye'den degil sadece, Avrupa'nin pek çok yerinden göç etmis pek çok ülkenin farkli yapi ve kültürdeki insanlari varolmak için var güçleriyle savasiyor. Beni de elleri açik beklemiyorlardi yani. Ama ben o kapiyi kirarak girdim; ayri mesele. Ben "Aya Benzer" dedigimde, Almanya, Isviçre, Avusturya'yi kasip kavuruyordum. En çok satis yapan kasetlerde alti numaraya kadar yükselmisim ki oradaki listede altiya kadar yükselmek büyük olay. Çünkü barkot sistemi mevcut. Albüm kasadan barkot kodlamasiyla geçiyor. Dolayisiyla bu sekilde kaset satis listeleri çikiyor. Benim albümüm bu kadar iyi is yapmasina ragmen MTV veya VIVA gibi büyük müzik kanallarinda yayinlanmiyordu. Düsün, Universal gibi bir firmanin agirligiyla yayinlamiyorlar. Bu arada detay bir bilgi de vereyim; MTV'nin program müdürü, Universal'in genel müdürü Tom Boyne'nin de ayrica kiz arkadasi. Ona ragmen klibim hiçbir yerde dönmüyor. Bu kadar tutucular. Diyordum ki, "Tom ne olur artik yayinlasinlar".. "Bu durumu çözmeye çalisiyorum ama sana isim olarak güven duymalari lazim" diye geri dönüyordu. Demek istegi beni gelip geçici ve köklü bir sanatçi olarak görmeleri lazimmis. Sabrettim ve sonuç mükemmel.Isyankar MTV'de bir numara. VIVA'da da keza öyle.

İLK ÖPÜCÜK

Mustafa Sandal'dan bir itiraf !Musti ilk öpücüğünü yedi yaşındayken Gül isimli bir bir kıza atmış... Ama bu öpücük sanıldığı gibi tatlı ve masum bir öpücük değil. Hatta aksine acı dolu bir öpücük olmuş.

Kızcağızı asansörde omzundan tutan Musti çevirdiği gibi öpücüğü kondurmuş Gül hanıma ama normal tepkiyle karşılaşmış ve tokadı yemiş.

OKULA YURT DIŞINA...

11 yaşında okul için yurt dışına gidiyorsun. Bu bir çocuk için zor bir süreç ... Annesi musti'yi okula bırakırken, yüzüne bakar ve 'Seni hayatım boyunca affetmeyeceğim' der. Zor bir şeydi. O gece sabaha kadar ağlar Musti. İsviçre'ye Mert Çiller'le birlikte gittiler. Burada, okulda ayrılmaz ikiliydiler. ''İyi ki beraber gittik. Ama ikimiz Türk olduğumuz için aynı odada kalamadık. İngilizceyi hiç bilmiyordum.''diyor Musti ve ''Orası bana savaşmayı, dünya vatandaşı olmayı öğretti'' diye ekliyor..

ANNESİNİN AĞZINDAN MUSTİ

Anne Tülin İlerye mustiyi soruluyor:

Herşeyden önce Mustafa ile gurur duyuyorum musti çok iyi bir insandır. onun en sevdiğim özelliği ise; insan ayrımı yapmamasıdır. Kapıcı olsun, taksi şoförü olsun daima sever ve sarılıp öper. Çok iyi niyetlidir. musti ilk bestesini sattıktan sonra aldığı parayı ben uyurken yatağımın başına koymuş ve yanınada "Anneciğim helaliylen harça" diye bir not bırakmştı. O küçük notu hala saklarım. Onun bu anlamlı davranışını ömrüm boyunca unutmayacağım. Açıkcası her annenin evladı güzeldir. benimkide bana güzel hayırlı bir evlat. darısı bütün annelerin başına...

LONRA GÜNLERİ

Mustafa Sandal çıkardığı albümler için yarım bıraktığı eğitimini tamamlamak üzere 1997 yılında Londra'ya yerleşmişti. Bir Londra hayranı olan Musti şehrin evlerin güzelliğine , düzenine , iyi işleyen sistemine, nostaljik otobüs ve taksilerine, şehrin göbeğindeki Hyde Park'a kısacası her şeyine tutkun olması nedeniyle derslerinden zaman buldukça da şehrin güzelliklerini yaşıyordu.. Patenini ayağına takıp sırtına çantasını alarak sokak sokak dolaşıyor. Hyde parka gidip yürüyüş yapıyor, bazen ata biniyor, bazen de Londra'nın ünlü Pub’larında arkadaşlarıyla eğleniyordu. Musti'nin Londra'da çeşitli ülkelerden birçok arkadaşı oldu.İlginç ama onlar Musti'nin ülkesinde ünlü bir şarkıcı olduğunu bilmiyorlardı. Musti bunu arkadaşlarından saklamıştı.Çünkü Türkiye'de çok farklı bir hayat yaşayan Musti Londra'daki yaşamıyla Türkiye'dekini ayrı tutmak istiyordu. Hatta o dönemde Londra'da bir konser veren sanatçı hiçbir arkadaşını çağırmayıp konseri onlardan saklamıştı. Musti o dönemde Türkiye ile İngiltere arasında mekik dokuyordu. Çünkü Türkiye'de katılması gereken tv programları, röportajlar en önemlisi de konserler oluyordu. Bütün bu işlerini ancak hafta sonları Türkiye'ye gelerek yapabiliyordu.Pazartesi sabah ilk uçakla yola çıkıp Londra'ya gidiyor ve derslerine zor yetişiyordu. Ama Londra'nın çok güzel ve çok keyifli bir şehir olası sebebiyle bütün koşuşturmaların yoğunluğunu hemen atabiliyordu.


 

ALÇAK GÖNÜLLÜLÜK

Zirvelerde dolaşan biri olmasına rağmen, hayranlarının gözünde o alçakgönüllü bir adam.
"İnsanlar beni "star" ilan etti ve benden de haklı olarak böyle davranmamı bekliyorlar" diyor. Yaptığı işi çok fazla ciddiye alıyor. Karizmasını tam olarak yansıtmayı, ruhunu yaptığı işe katmaya büyük önem veriyor."Samimi olmasaydım halk bunu anlar ve beni dışlardı" diyor.Konserlerin dışında koruma kullanmıyor. "Tam anlamıyla Mustafa Sandal'ı oynuyorum" diyor.Konserlere özel uçakla gidiyor. Ama parasını da cebinden ödüyor.Konser öncesi kulisinde kim var kim yoksa hepsini dışarı çıkarıyor. Kimi zaman duvara yumruk, tekme attığı da oluyor. Konserde olabilecek en küçük bir hata bile onun çileden çıkmasına yeterli oluyor. Kafasındaki en önemli şey o an için onu izleyenlere en iyisini verebilmek.

 
 
  Bugün 1 ziyaretçi (2 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol